morning... grey.
Yağmurun sesine kulak ver ey naçar ruhum, o’dur derdine derman,
bu yalnızlıkta.
Cam kırıkları yutmak gibi aldanışların tadı. Karnına saplanır o buruk acı, asla bırakmaz yakanı. Aylar geçer hafifler sancın, bitmez. Hiç beklemediğin anda kazırlar yaranı. Kanar oluk oluk. Akar toprağa. Dinmez.
Her terk edilişin ardına bir sükut-û hayal. Bir parçalanış. Uzayda kaybolmuş gibi devinim… Haykıramazsın, susamazsın. Düşersin, düşersin, düşersin. Sonu gelmez düşüşlerin, haykırışların.
Küçücük hayatıma yüzlerce kalp kırıklıkları sığdırdım. Her yeni kırık daha büyük, daha keskin. Ama sen nereden bileceksin ki nasıl acıtır bu kırıklar ellerimi?
Seni hiç böylesi terk etmediler ki.