Viva La Alegria

yavaş yürü, hayallerimin üzerine basıyorsun.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: Istanbul

'Kırlarda ağaç tepelerini okşayan gizli bir meltem gibi esmeli, ancak bir kelebek gibi güçlü olmalı ve bir veronika çiçeği gibi zarif kalmalı...'

Cuma

furuğ

"Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir 
seni, kendinde tekrarlayarak 
çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek. 

Ben bu ayette seni ah çektim, ah 
ben bu ayette seni 
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım! 

Yaşam belki 
uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği, 
yaşam belki 
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı, 
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur, 
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır, 
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi, 
şapkasını kaldırarak, 
başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen. 

Yaşam belki de o tıkalı andır, 
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı 
ve bir duyumsama var bunda 
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim. 

Yalnızlık boyutlarındaki bir odada, 
aşk boyutlarındaki yüreğim, 
kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder, 
saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu 
ve senin bahçemize diktiğin fidanı 
ve bir pencere boyutlarında öten 
kanarya ötüşlerini. 

Ah,

Budur benim payıma düşen, 
budur benim payıma düşen, 
benim payıma düşen, 
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür, 
benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenlerden inmektir 
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette, 
benim payıma düşen anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir. 
Ve "ellerini 
seviyorum" diyen 
sesin hüznünde ölmektir. 

Ellerimi bahçeye dikiyorum, 
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum 
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda 
yumurtlayacaklar. 
Küpeler takacağım kulaklarıma 
ikiz iki kirazdan 
ve tırnaklarımı papatya çiçeği yapraklarıyla süsleyeceğim. 
Bir sokak var orada, 
aynı karışık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla 
küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar 
bir gece rüzgarın bizi alıp götürdüğü. 
Bir sokak var benim yüreğimin 
çocukluk mahallesinden çaldığı, 
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu 
ve bir oylumla gebe bırakmak bir zamanın kuru çizgisini 
bilinçli bir simgenin oylumu 
aynanın konukluğundan dönen. 
Ve böylecedir, 
birisi ölür 
ve birisi yaşar. 
Hiçbir avcı, 
çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır. 
Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum 
okyanusta yaşayan 
ve yüreğini tahta bir kavalda, 
usul usul çalan 
küçük hüzünlü bir peri, 
geceleri bir öpücükle ölen 
ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan"

1 Yorum:

Anonymous Adsız dedi ki...

nereden kopyaladınız?

2 Mayıs 2018 15:53  

Yorum Gönder

Damlat mürekkebini kağıdıma sen de! Dinliyorum?

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa