Viva La Alegria

yavaş yürü, hayallerimin üzerine basıyorsun.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: Istanbul

'Kırlarda ağaç tepelerini okşayan gizli bir meltem gibi esmeli, ancak bir kelebek gibi güçlü olmalı ve bir veronika çiçeği gibi zarif kalmalı...'

Cumartesi

dreams of flying

Karların masumluğuna sığınmış acılarım, raks ediyor dönerek gökyüzünden omuzlarıma.




Hırçın bir rüzgar çarparken yanaklarıma, bir matem ezgisi yankılanıyor kulaklarımda. Yasımı tutuyorum. Kendi yasımı. Bir gece vakti kaybettim ruhumu. Kestim soluğunu umudumun.

Ölmek zamanı şimdi.
Yaşamak değil.

Eden bulmayınca bırakılıyormuş düşünmeden yaşam ipi. Ağlatan yüzler gülünce hissediliyormuş düşüşün sertliği. Saf sevginin kollarında ısınıyorsa alçak bedenler ölümün koynunda üşürken ben, bu hayattan ebediyen çekip gitmeli.

Cuma

La Rêve Roux.

Vakit yalnızlık vakti.
Demir almak zamanı gelmiş umut limanından.

Son kez ciğerlere doldurmak gerek deniz kokusunu, ağır ağır. İliklere kadar hissetmek gerek son umut kırıntılarını. Yürekteki şimdi ne olacak korkusunu, bedendeki acı anılar tortusunu içinde yalan aleve atmalı. El sallamalı martılara hareket ederken gemi, ve dönmeli yüzünü okyanusa, sonunun bilinmediği..

Çekip gidiyor güneş, başka diyarları aydınlatmaya. Başka yüreklere doğmaya. Ve alçalıyor ufuktan sessizce, son ışığını da bırakırken bu şehre.


Yürüyün, bakmayın arkanıza!
 Tutunun güneşe. 
Saklayın onu. 
Doğun yeni yüreklere, yeni sokaklara, kentlere güneş misali.
 Eminim onlar da gecelerini aydınlığa kavuşturacak bir güneş arıyorlardı.