Viva La Alegria

yavaş yürü, hayallerimin üzerine basıyorsun.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: Istanbul

'Kırlarda ağaç tepelerini okşayan gizli bir meltem gibi esmeli, ancak bir kelebek gibi güçlü olmalı ve bir veronika çiçeği gibi zarif kalmalı...'

Cumartesi

mahmut abi.

Kimya yanıltır. Asıl olan zamanlamanın insanlardaki yansımasının ta kendisidir. Bu anlamda hangi noktada ve nerede Robin olduğunuz önem teşkil eder. Zira Robin oldum diye sevinirken, kendinizi Nora'ya asılmak için taktik istenirken bulabilirsiniz.

4. kattaki bir binadan, aynı pencereden ve aynı açıdan tren raylarına bakarken, sen biraz sonra hissedeceğin anlık nefes alış-verişlerinin hızlanmasına odaklanırken ben sabah kendimi bu balkondan atmayı düşlüyor olacağım. Ne yazık ki kendim de söylediğim kadar cesur ve dürüst değilim. İntiharımı engellemek için vaktim ve enerjim varken, kendimi boşluğuna kaptırmayı uygun gördüm. Suçluyum. Duygulu bir kadınım ya, o yüzden işte...

Yanlış yer yanlış zaman kavramı deli saçmasıdır. Yanlışı doğruya çeviremeyecek kadar yüreksiz ve nefessizsen, kendi yarattığın kuyularda boğulmaya mahkum olursun. Sisyphos düşünü hatırla. Bir faninin bir faniye imkansız olacak kadar geniş zamanı yoktur hayatta. Yanlış yeri de zamanı da yaratan düşüncesiz insanoğlunun tatminsizliğidir. Eller ellerle buluştuğunda kalbini camdan aşşşağı atmadığın sürece her sorunun cevabı o ellerdedir. İşte bu yüzdendir ki çok elleri ezberlesem de kimsenin kalbindeki sokağa çıkamadım. Samimiyetini çıkarıp tost ekmeğinin arasına koyacak, onunla da bize güzel bir ziyafet çıkaracak birisiyle karşılaşmadım henüz. Kahvaltıda ıslıkla La Marseillaise çalacak, dans ederek gelirken durup bir derin bakış atacak; tüm yanlış zamanlardan ve yanlış yerden sıyrılarak, var gücü ve benliğiyle tüm zamanları doğruya eşitleyecek birini hiç tanımadım. Varsa yoksa bir daha görüşmeyeceğini itiraf edecek kadar mert olmadığı için görüşme sözleriyle çekip gidecek insanlar çıktı yoluma.

Üzmeyelim canımızı... Olursa olur, olmazsa çay demleriz.


(Sırf Hatay'ın hatrına beynimden geçirdim bunu elbette. Başka hiçbir anlamı yoktu. Aşk şarkısı da değil zaten.)
(Bir Robin olsaydım Sandcastles in the Sand'teki gibi olurdu muhtemelen.)