hiss'i kable'l-vuku
en garaibi de şunu demektir her şeyin ardından: böyle olacağını biliyordum.
Yokluğunda içimdeki nergisler soldu. Onları severdim, bilirsin. Ehemmiyeti yok. Zaten solacaklardı, öyle ya, dalından koparıldı bir kere. Sadece su vermedik, eğildi. Kırgınlığım evrenini yoksun kılar bundan kelli. Varolmamış bir kütlesel enerjisin nezdimde. Duygular işin içine girdiğinde e bazen eşit değildir mc2 anlayacağın.
Çünkü sen beni anlardın, acılarım acılarına yakınsaktı. Ama belki de insan tattığı şeyi tattırmak istiyordur bazen, en sevdiğin tatlıyı arkadaşına önermek gibi. Biraz da sen ağla gibi. Biraz da sen yan. Evet, canice. Ama zaten insan olmak caniliği içinde eritir. Boşver bunları, ben mutluyum. Çünkü mutsuzum. Yokluğunda skrillex sever oldum. Demek ki omnia mutantur nos et mutamur in illi. Bu yüzdendir ki bir ihtimal seni anlayabilirim. Çünkü asla seni anlamayacağımı söylediğimde bir gün anlayacağım demektir.
Ben kötü bir zat değilim. Olmak da istemedim. Dostluğun yangın kalbime sular serperdi. Ferahlardım. Bu bir aşk değildi evet, olamadı. Ama, bence daha mühimiydi duyguların. İşte sen de bunu bilmezsin. Sen her daim yapay aşkların koynunda beyaz geceleri arayacaksın, bense sa-de-ce iki kelama hasret.
Ve dahi kindarımdır. Başına gelmiş, geliyor olan, gelecek olan her musibet saç diplerine kadar saldığım karmik tomurcuklardır. Nasılsın demeyeceğim, iyisin tabi. I mean, çok kadın hiç kadındır, bunu tahmin edemeyecek yaştasın. Çünkü her daim öğretmene ödevimiz olduğunu hatırlatan o piç küçük çocuk kalacak zihnin.
Ağıtlar yakmayacağım, o başka kadınların işidir şu vakıt. Kilometreler dolusu acı biriktirdim, bunu yadsımam. Önce göm beni, sonra anla. Önce öp beni, sonra doğur. Ah min-el aşk ve min-el garaib.
Yokluğunda içimdeki nergisler soldu. Onları severdim, bilirsin. Ehemmiyeti yok. Zaten solacaklardı, öyle ya, dalından koparıldı bir kere. Sadece su vermedik, eğildi. Kırgınlığım evrenini yoksun kılar bundan kelli. Varolmamış bir kütlesel enerjisin nezdimde. Duygular işin içine girdiğinde e bazen eşit değildir mc2 anlayacağın.
Çünkü sen beni anlardın, acılarım acılarına yakınsaktı. Ama belki de insan tattığı şeyi tattırmak istiyordur bazen, en sevdiğin tatlıyı arkadaşına önermek gibi. Biraz da sen ağla gibi. Biraz da sen yan. Evet, canice. Ama zaten insan olmak caniliği içinde eritir. Boşver bunları, ben mutluyum. Çünkü mutsuzum. Yokluğunda skrillex sever oldum. Demek ki omnia mutantur nos et mutamur in illi. Bu yüzdendir ki bir ihtimal seni anlayabilirim. Çünkü asla seni anlamayacağımı söylediğimde bir gün anlayacağım demektir.
Ben kötü bir zat değilim. Olmak da istemedim. Dostluğun yangın kalbime sular serperdi. Ferahlardım. Bu bir aşk değildi evet, olamadı. Ama, bence daha mühimiydi duyguların. İşte sen de bunu bilmezsin. Sen her daim yapay aşkların koynunda beyaz geceleri arayacaksın, bense sa-de-ce iki kelama hasret.
Ve dahi kindarımdır. Başına gelmiş, geliyor olan, gelecek olan her musibet saç diplerine kadar saldığım karmik tomurcuklardır. Nasılsın demeyeceğim, iyisin tabi. I mean, çok kadın hiç kadındır, bunu tahmin edemeyecek yaştasın. Çünkü her daim öğretmene ödevimiz olduğunu hatırlatan o piç küçük çocuk kalacak zihnin.
Ağıtlar yakmayacağım, o başka kadınların işidir şu vakıt. Kilometreler dolusu acı biriktirdim, bunu yadsımam. Önce göm beni, sonra anla. Önce öp beni, sonra doğur. Ah min-el aşk ve min-el garaib.