headline
Bir nefes kadar yakınken tenin, 'Hey aşk! Ben buradayım!' diyememek sana..
Yine bir gece bu İzmir kumsalında, en karanlığından. Kirli sokaklarda bata çıka aradığım aşkın yanında aidiyetim. Elimi tutsam sonsuza dek benim olacak gibi bukleleri. Fısıldasam kulağına adını, bir masal başlayacak ikimize yazılmış, mutlu sonlu. Dokunsam tenine, tüm yaralarımız kabuğuna kavuşacak hiç kanamamacasına.
Yapamıyorum. Günlerdir uğraşsam da yazamıyorum masalımızın ilk cümlesini. Yıllardır yırtılıp atılmış ki benim cümlelerim.. Üstüne basılmış hayallerimin. Kalemim lal olmuş. Zihnim enkaz.
Aslında ben hiç beceremedim ki bu işleri. Yüreklerinin götürdüğü yere korkusuzca giden kızlara imrenerek baktım hep. Ürktüm, utandım, ağladım. Rüyalarımı hep askıya aldım utancım yüzünden. Bugün olduğu gibi.
Ne vakit siyah saçların karışsa rüzgara, yüreğime bir sızı çöker. İçimeyse, asla tenine dokunamayacak olma korkusu. Ah aşk söyle bana, ismini bile bilmezken nasıl umut bağlayabilirim ki buklelerine?
Elimde ne adın, ne resmin, ne sesin var. Bu kapıdan çıktığımda veda edeceğim hayallerime, biliyorum. Bu yüzden ağlıyorum. Bu yüzden kahroluyorum. Mutlu sonla bitebilecek bir masalı başlamadan bitirecek kadar korkak olduğum için kendime kızıyorum.
Anahtarı kendime inat yutmuş olsam da kırdın kilitlerini ruhumun. Karıştın bir kere hafızama. Yer ettin.. Adını bile bilmesem de orta yerine kuruldun zihnimin.
Bundan sonra karşılaştığım hangi yüz yerini tutmaya yetecek kıvırcık?
2 Yorum:
otomatik çalan unutulmaz eserle yazıyı okumak bu saatte bana haz verdi eline sağlık
Teşekkür ederiiim :)
Yorum Gönder
Damlat mürekkebini kağıdıma sen de! Dinliyorum?
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa