la guerre avec la vie

Daha fazlasını istiyorsun hayattan, ama ona ne verdin İrem?

Hayat bir alış-veriştir. Kimse hayatında peri masalı yaşamaz. Hayatında yaşayabileceğin tek masalı kendin oluşturursun.
Şimdi senin önünde ne de olsa ucu açık bir hayat var. Şu an da düşünsene, pankreas kanseri olan 18 yaşındaki bir kız ne yapabilir? Onun ne istekleri vardır sence? Hayata bu kadar sıkıca sarılıyor musun? Hayattan bu kadar çok şey koparmaya çalışıyor musun?

 

Söyle bana İrem, bugün kendi peri masalını oluşturmak için ne yaptın?

Sen zayıf bir insan değilsin. Farkında olmak, insan olmak demektir. İnsan, homosapiendir latincede, düşünebilen, farkında olan varlık demektir. Hayatının ilk evresinde yapman gereken şeyi farketmişsin, şimdi, onu hayata dökmen gerek. Allah aşkına söyle bana, o kız sana oranla binlerce kat daha mı zeki sence?

(ona önceden verilen bir takım şanslar vardı. kimse eşit doğmadı.)

Demek ki ondan daha önce alınacak bir şeyler var.

Hayatın her anına şüpheyle yaklaşamazsın, bu kadar baskı seni akıl hastası yapar. Ders çalışmayı bırak, ileriye yönelik birikim yapmak (ki buna kitap okumak, film izlemek bile dahil) için atacağın ilk adımda birisi seni öldürecek mi? Sana şunu söyleyeyim, dünya üzerindeki en saçma laf Carpe Diem'dir. Eğer insan günü yaşarsa ya yarın n'olacak? Kıyamet her yarın kopmuyor ki. Bugünün yarını da var. Yarının ne getireceğini kim nereden bilebilir? Bunun için en kötüsüne dahi hazırlıklı olmalısın. Bu yüzden ilerleme kaydetmelisin. İşte burada adalet devreye giriyor.

Kimse Tanrı değil. Bu yüzden kendini her şeye ve herkese karşı hazır et, her zaman için en iyisine ulaşmaya çalış. Ama şunu unutma, insanlar senin 1 numaralı düşmanın değil, hepsi senin kardeşin.

Yaşamın adaletine olan inancını kaybettiysen bile bana olan inancını kaybetme. İnan ki ben seni sonuna kadar destekleyeceğim.

/MCanC.